26 Nisan 2008 Cumartesi

TEMÜR KÖRAN; İKİLİ OYUNLAR

Temür Köran’ın 27 Mart-21 Nisan 2003 tarihli sergisinde ve sergi davetiyesinde yer alan bu çalışma sanatçının 90’ların başından bu yana süregelen eğilimlerinin tipik bir ürünü olduğunu söylemek olası. Tipik olmanın da ötesinde Temür Köran resminin sürprize yer bırakmayan, hesaplı kitaplı, tasarımsal kaygılarla yüklü kompozisyon arayışının yetkin bir örneği olduğunu da eklemek gerek ama.
2000’li yılların başında kendi renk, boya ve düzenleme kaygılarını (nerdeyse) sonlandırarak, kendine özgülüğü ve tipikliği birinci dereceden önceliyerek ve önemseyerek, bugün ‘Temür Köran resmi’ olarak okuyacağımız kodu yaratan sanatçı arayışlarını bugün de sürdürüyor, doğal olarak.
Sanatçı 2003 tarihli bu çalışmasında 90’lı yılların başındaki ‘Çaputlar’da, 90’lı yılların ikinci yarısından başlayarak ürettiği ‘Sinek Sarayı’ serilerinde sıkça rastladığımız nesnelerin tekrarından ve yine 90’lı yılların sonunda tuvalinin merkezine yerleştirdiği insan figürünün tekrarına uzanan çizginin bir adım daha da ötesine geçer; belli bir gerçek dışılık duygusu uyandıran mekan düzenlemelerini iyiden iyiye yalıtarak, zaman, mekan ve figürün ritmik karmaşadan oluşan yeni bir düzeni kendine amaç edinir.
Tuvalin merkezinde yer edinen ‘sarmaşık’ iki insan gövdesi ve artlarındaki dehlize açıldığını var sayabileceğimiz iki geçit kapısı yoluyla sorgulanan şey; zamanın ve mekanın tek düzlemde elde edilen kaymalarıyla ve yer değiştirmeleriyle elde edilmiş (bir anlamda öncelik ve sonralıkla), çoklu ve çoğul okumaya açılan bir çift yönlü denklemdir. Çarpan ve bölen, çarpılan ve bölünen (ve görünen sandığımız) bu ikililerden oluşan sarmal, tuvalin yüzeyine yayılmış bir bütünlük arayışını gündeme getirir. Ne zemin (yani tuvalin mekanı), ne de iki hemcinsle kendine ifade bulan anlatı (yani gözün öncelikle okuduğu iki dişi figür) birincil amacı değil gibidir sanatçının.
Temür Köran’ın 2000’li yıllarda üstünde durduğu ikilemelerin ve çoğaltmaların kaynağını teşkil eden an’ı tekrarlamak, yinelemek ve yenilemek aracılığıyla sağlamaya çalıştığı dönüştürme ısrarı bu resmin öncelikli sorunsalı olmasa da, sanatçının dönem içinde ürettiği işlerin çizgisel, renksel ve lekesel tüm özelliklerini de taşır.
Resmin matematik bütünlüğünü, ifadenin bütünlüğüne tercih eden yeni bir matematik arayışından söz etmenin tam sırası: Aynı sonuca başka yöntemlerle de varılacağını ispatlamaya çalışan bir sanatçıdan söz ettiğimizi de anlamakta gecikmeyiz böylece.
Nerdeyse belli bir incelikle sürülmüş bu çizgi ve lekeler, boya aracılığıyla değil de, yeni bir yerleştirme/istifleme biçimiyle, bilinen ve kanıksanmış sayabileceğimiz biçim, biçem ve söylemleri deşifre eden, (hadi biraz daha ileri giderek söyleyelim) sanat tarihi de sorgulayan araştırmalara dönüşür.
Şifre çözerken şifre üreten bir oyuncuyla karşı karşıya kaldığımızın resmidir aslında Temür Köran’ın bu dönem çalışmaları. Sırf bu nedenle belli bir sanatsal disiplinde, yani çoğunlukla da resimde ifade bulan Kübizm’i işaret eden bir sorgulamadır söz konusu olan. Sanatçının genç bir adam olarak üretken, yaratıcı ve oyuncu bir portresine çıkar yolumuz.
Bu resim aracılığıyla oynan oyunda ikili bir sorgulamanın yapıldığını söyleyebiliriz artık; tuval aracılığıyla sorgulanan, belli bir anlatı oluşturmayı nerdeyse inkar ederek, parçalayarak, bölerek ve yeniden var ederek, çözdüğü şifreyi yeni bir şifreye dönüştürürken bir resmi oluşturan elemanların rollerini yeniden yaratan, rol dağılımını ters yüz ederek, yeni bir ifade arayışını önemseyen, parçadan bütüne yönelen bir tavır (birincisi) ve tuvalden taşarak düşünsel bir boyuta sıçrayan kavramsal söylemi önemseyen , tuvalin merkezinde oluşturduğu karmaşık bütünle yeniden arayışı ve yeniden yaratmayı öngören ve öneren, bütünden yeni parçalar derleyen sanatsal seçim (ikincisi).
Her ne olursa olsun bu ikili oyunun tek bir zeminde ifade bulduğunu ve bunun ikililer aracılığıyla yaratılmış çoklu bir ortam olduğunu söylemek de olası. Önemli olan da bu; yeni okumalara açık olan bir resimle karşı karşıya olduğumuz gerçeği!

Hiç yorum yok: